Neden buradayım?
Bir şeyler yazmak için ilham perisi gibi bir şey bekliyordum. Biraz da yetersiz olduğumu falan düşünmeye başlamıştım. Bundan birkaç ay önce podcast kaydetme işine de sırf bu tip düşünceler yüzünden başlayamamıştım. Podcast demişken şuraya M. Serdar Kuzuloğlu’nun son derece beğendiğim ve ilerleyen yazılarımda da birkaç noktasına değineceğim serisini bırakmak isterim. ZihniminKıvrımları.
Ben biraz asosyal bir insanım nitekim Twitter, Instagram gibi mecralarda vakit öldürmekten öteye gidemedim; benim için o tip yerlerin sosyali düştü medyası kaldı diyebilirim. Podcastlar yapıp YouTube, Spotify gibi mecralarda niçin bulunamadığıma gelecek olursak da şu söz bunu açıklar: Mükemmel iyinin düşmanıdır. Mikrofon, diksiyon ve daha nice değişken açıkcası gözümü korkuttu. Ha mükemmel yazılar çıkaramam belki ama en azından içime sinecek bir iş olacak.
İzlediğim güzel bir film, okuduğum hoşuma giden bir kitap ya da öylesine yolda falan yürürken zihnimde oluşan hoş bir şeyler olursa buraya yazmayı düşünüyorum. Görüşlerim aslında kararsız kalmış bir okura ya da seyirciye faydalı olabilir fakat Blog işine başlarken ne pragmatistim ne de metaryalist. Buradan bir gelir amaçlamıyorum ya da şu şu kitleye faydam olsun diye de yazmayacağım. Başlarkenki tek amacım bu dünyada aileme, eşime ya da çevreme söyleyerek aktaramayacağım şeyleri buraya yazıp ölümsüz hale getirmek.
Bir sonraki yazıma kadar sağlıcakla kalın.
– 05.11.2020 11.22
Bir şeyler yazmak için ilham perisi gibi bir şey bekliyordum. Biraz da yetersiz olduğumu falan düşünmeye başlamıştım. Bundan birkaç ay önce podcast kaydetme işine de sırf bu tip düşünceler yüzünden başlayamamıştım. Podcast demişken şuraya M. Serdar Kuzuloğlu’nun son derece beğendiğim ve ilerleyen yazılarımda da birkaç noktasına değineceğim serisini bırakmak isterim. ZihniminKıvrımları.
Ben biraz asosyal bir insanım nitekim Twitter, Instagram gibi mecralarda vakit öldürmekten öteye gidemedim; benim için o tip yerlerin sosyali düştü medyası kaldı diyebilirim. Podcastlar yapıp YouTube, Spotify gibi mecralarda niçin bulunamadığıma gelecek olursak da şu söz bunu açıklar: Mükemmel iyinin düşmanıdır. Mikrofon, diksiyon ve daha nice değişken açıkcası gözümü korkuttu. Ha mükemmel yazılar çıkaramam belki ama en azından içime sinecek bir iş olacak.
İzlediğim güzel bir film, okuduğum hoşuma giden bir kitap ya da öylesine yolda falan yürürken zihnimde oluşan hoş bir şeyler olursa buraya yazmayı düşünüyorum. Görüşlerim aslında kararsız kalmış bir okura ya da seyirciye faydalı olabilir fakat Blog işine başlarken ne pragmatistim ne de metaryalist. Buradan bir gelir amaçlamıyorum ya da şu şu kitleye faydam olsun diye de yazmayacağım. Başlarkenki tek amacım bu dünyada aileme, eşime ya da çevreme söyleyerek aktaramayacağım şeyleri buraya yazıp ölümsüz hale getirmek.
Bir sonraki yazıma kadar sağlıcakla kalın.
– 05.11.2020 11.22
Yorumlar
Yorum Gönder